Cumartesi, Haziran 17, 2006

hayatta ben en çok babamı sevdim*

küçüktüm ben. kimbilir sınıftaki hangi pasaklı çocuğun sayesinde bitlenmişti kafam ve saçlarım bir oğlan çocuğu gibi kısacık kesilmişti. üzerimde en sevdiğim kırmızı elbisem vardı ve bir elim babamın ellerindeydi. vapura biniyorduk. karşıya geçecektik. küçücüktüm. deniz dalgalıydı. vapur yalpalıyordu. benim gözlerim masmaviydi. babamın gözleri benimkilerden de maviydi. vapurun yan tarafındaki bir sıraya oturduk. babam bana yaşadığımız şehirle ilgili bir şeyler anlatıyordu. ben babamı dinliyordum. herkes bizi dinliyordu. ben babamı çok seviyordum. küçücüktüm. babam orta yaşlıydı. babamın gözleri masmaviydi ve çok yakışıklıydı. bir fotoğrafçı geçti önümüzden. babam fotoğrafçıyı durdurdu. fotoğrafçı, babamla benim fotoğrafımızı çekti. benim üzerimde kırmızı bir elbise. saçlarım oğlan çocuğu gibi. gözlerim mavi. babamın üzerinde beyaz bir gömlek. benim babam o zamanlar kel değildi. ve gözleri masmavi.

sonra büyüdüm ben.

başka bir şehirde yaşamak için evden gittiğimde ağladı babam. sonra ilk sevgilimi evimize getirip tanıştırmak istedim diye kavga ettiğimizde ağladı. isyan ettiğim zaman ağladı. aşık olduğumu öğrendiği zaman ağladı. artık yaşamak istemediğimde de, ölmekten vazgeçtiğimde de ağladı. ağlamış yani. çünkü hep annemin yanında ağladı. annemden öğrendim hep. annem sanki evin küçük oğlu ağlamış da gözyaşlarını silip eline kemirmesi için ekmek parçası tutuşturulmuş gibi iç burkan bir edayla söyledi hep bana bunu;

- baban oturdu ağladı.

babam benim karşımda hiç ağlamadı. öyle ''sert baba'' imajı çizme maksatlı değil ama. ben de babamın karşısında hiç ağlamadım. utandığımdan falan değil. çünkü dayanamayacağımızı bildik hep. birbirimizi o kadar çok üzemeyeceğimizi bildiğimiz gibi. ama ne yazık ki üzdük. küçükken kinder sürpriz yumurta getirmediği zaman üzdü beni babam. ben o'ndan daha çok sevdiğim bir adam olduğunu sandığı zaman üzdüm o'nu. halbuki ikimiz de yanılmıştık. kinder sürpriz yumurta o zamanlar pahalıydı. babam da her akşam kinder alacak kadar çok para kazanamıyordu. ve hayatta ben en çok babamı sevmiştim.

yarın babası hayatta olan şanslı evlatların, babalarını baba oldukları için kutlayacakları bir gün. babalar günü'nde, şu dünya üzerinde babamı sevmeyen bir tek allahın kulu yokken, bir zamanlar kendisini beğenmeyen kibrimi sarsam en güzel kutulara, en renkli kurdelalara; kabul eder mi acaba?




* cümle, can yücel'e aittir.