Salı, Haziran 14, 2005

emerson 5 çayına gelirse

- böyle olacağını hiç düşünmemiştim, dedim.

- yaşamın sonuçları hesaplanmamıştır, hesaplanamaz da,
dedi emerson.
ve devam etti,

- yıllar, günlerin asla bilmediği kadar çok şey öğretir insana. bize eşlik eden kişiler, konuşurlar, gelip giderler, bir sürü şeyi tasarlayıp hayata geçirirler ve bütün bunlardan ortaya çıka çıka beklenmedik bir sonuç çıkar. birey her zaman yanılır. birçok şeyi tasarlamıştır birey, yardımcı olsunlar diye başka insanlara yaklaşmış, bazılarıyla ya da hepsiyle kavga etmiş, çok kereler de aptalca hatalar yapmıştır ve nihayet bir adım atılır; her şey bir miktar ilerlemiştir; ancak birey, her zaman yanılır. bir açıdan yeni olan, ancak kendine söz verdiği şeye hiç de benzemeyen bir sonuçla başbaşa kalır.

- anlıyorum, dedim.
ve ekledim,

- öyleyse belki de, beklentilerimizden kurtulmamız gerekiyor. sadece bilinmeyeni kucaklarsak, yaşamın o güvensiz ama tatlı akışına kapılabiliriz.

emerson gülümsedi. aslında saygıdan ama görünürde kolayca giymesi için tuttuğum paltosunu yavaşça giydi ve tam kapıdan çıkarken, elleriyle elimi sıkıca sıkarak gözlerimin tam içine baktı.

- yaşamın değerinin, yaşamın gizemli olasılıklarından; tanımadığım bir bireyle konuşurken başıma gelecekleri hiç bir zaman bilemeyişimden geldiğini hayal etmiştim,
dedi ve gitti.

alem adam şu emerson.
bu yüzden seviyorum zaten.