sabahtan beri televizyonda, türk filminin biri bitiyor, biri başlıyor. ojelerimi çıkardım, tırnaklarımı kestim. yine uykum var. atarax'ın kapağını bile açmamama rağmen, deli gibi uyukluyorum günlerdir. ayılmaya çalışıyorum. yorgunum. hayatımda ilk defa bir şeyleri doğru yapmak istiyorum artık. doğru bir işim olsun istiyorum. doğru insana aşık olmak istiyorum. doğru yazılar yazmak, doğru kitapları okumak, doğru insanlarla arkadaşlık etmek, doğru sözler söylemek, doğru yollara girmek, doğru ilaçları içmek istiyorum.
oysa; hayatım, dört yanlış bile değil, bir yanlışın bir doğruyu götürmesinden ibaret. ne kadar ironik! ve uzun saçlı kızılderili adamın dediği gibi; ''her süreç bir başkasının doğurucusu zaten bu s.ktiğimin hayatında, her hata bir diğerinin sebebi.'' oysa birilerinin kahramanı olmak ne tuhaf. içimden buruk bir tebessüm ediyorum sadece. uzun saçlı kızılderili adama verebileceğim tek cevabım var; ''hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil.''
kimse, kimsenin kahramanı değil. sanırım, artık kahramanlara inanmıyorum. zira hepsi de, gerçek hayatlarında, bildiğimiz orospu çocuğu. belki de, daha fazla yalan dolana katlanmak istemiyorsak, hepimiz, kendi kahramanlarımız olmalıyız kendimizin. ki bu bile çok zor.
tam bu esnada, telefon çalıyor. hiç beklemediğim bir anda, bir gezi teklifi alıyorum.
- hadi! hazırlan. şehirdışına gidiyoruz!
tam da ihtiyacım olan şey. tam da hep gitmek istediğim; bir şeyleri unutmak, bütün kötülüklerden, olumsuzluklardan, lanetten, yalanlardan, dolanlardan uzaklaşmak için bir zamanlar, koşarcasına kaçmak istediğim, ama gidemediğim şehir. bazen, işte böyle, gidemezsiniz. zaman geçer, herşey değişir. ve kader, sizi illa ki oraya götürür. üstelik tek başıma da değilim.
arabanın içinde sevdiğim biri olmasaydi eğer; yolda radyoda boktan bir aşk şarkısı çalarken ve ayağım gaz pedalını sonuna kadar zorlarken, gözlerimi kapatmak isterdim. gözlerim kapalı ve ben bağıra çağıra şarkı söylüyorum. ama aşk şarkısı çok anlamsız olurdu. illa ki bir şarkı çalacaksa, hayat hakkında olmalı. zira aşktan ziyade, benim sorunum hayatın kendisiyle. her zamanki gibi.
- çanakkale geceleri serin olabilir. kalın bişiler al yanına.
- üşümek istiyorum artık.