- gerçekten mi?
omuzlarını düşürmüş, gözlerini parmak uçlarına çevirmiş, elinde tuttuğu bir şeylerle hiç durmadan oynayıp duruyordu. bu halini çok seviyordum. ya da en çok bu halini seviyordum.
- evet. gerçekten.
bütün gücümü toplayıp zarları salladım ve fırlattım. 6-1 geldi ve bunun hiçbir önemi yoktu. nasılsa bu oyunda hiç bir şekilde kazanamayacaktım. çünkü benim kazanmam, senin kaybetmen demekti ve kaybetmeni asla istemiyordum.
ama kaybettin.
- öyleyse, al zarlarını ve git.