gördüğün gibi zaman akıp geçtikçe kendini buluyorsun bende. aslında ne senin bana benzemeni istiyorum ne de benim sana benzememi. bir bütün oluşturmamız falan gerekmiyor. bütün bu cümleleri birinci çoğul kişi zamiri ile kurmam bile yetiyor bana.
aslında tek istediğim, bana ait olman.
geçen gece bir rüya gördüm. eflatun rengi bir ormandayım. ağaçların arasından sessizce yürürken, yukarıdan bana sesleniyorsun. kafamı kaldırıp sana bakıyorum. ayaklarını dallardan sarkıtmış sallandırıyorsun. ''gelsene buraya!'' diyorsun. nasıl geleyim? ellerimden tutamayacak kadar uzaksın. göremiyor musun?
bakma bu kadar güçlü göründüğüme. tek başıma değil o ağaca tırmanmak, bu ormanda yürümek bile zor geliyor bana.
başına nasıl bir bela açtığının farkında mısın?