Cuma, Mayıs 19, 2006

peter vs abim

- guguuukguk!


uykumu alamadım her zamanki gibi. elim ayağım kalkmıyor yerinden. nasıl tuvalete gidip çişimi yapacağım? hep bu ilaçlardan, biliyorum. uyuşmuşum. olsun. uyuşmak istemiyor muydum zaten? istiyordum. uyumak da istiyordum ama. o yüzden bu lanet olasıca kumru, gagasını kapatmalı bir an evvel.

- dinn donn!

kapı çaldı. sabahın bu saatinde gelen kim olabilir ki diye düşündüm. koca apartmanı sadece bir kova suyla yıkamayı başaran temizlikçi kadın olamaz, salı günleri geliyor o. postacı olamaz, bizim postacı kapıyı değil iki kez, hiç çalmıyor zira. mektupları, faturaları falan apartman kapısının altından sallıyor bir güzel. yoksa peter mı? ulan!

peter pan, ne zaman kendimi çürümüş, dağılmış, bozulmuş, tükenmiş ve yalnız hissetsem, gelir beni bulur. penceremden odama girmeye bayılır. kayıp diyar'ın takipçileri, kendisini çok iyi tanır. esasen tek dostumdur. abim gibidir. kardeşim gibidir. herşeyimi bilir. geceleri odamın balkonunda, sırtımızı pencereye yaslayıp yıldızlara püflediğim tek adamdır. mükemmel değildir, tıpkı benim gibi. sıkça başını belaya sokar, hata yapar, işleri karıştırır. ve o'nu bu yüzden çok severim.


- kim o?
- benim!
- abi?
- evet. sürpriiiiz!

abim, ne zaman kendimi yalnız hissetsem, en fazla telefonda ''iyi misin?'' diye sorar. pek bir şeyimi bilmez, sadece anlattığım kadarını. pencereden falan girmez, bildiğin kapıyı çalmayı tercih eder. birlikte yaptığımız ilk ve son yaramazlık, ben daha reşit bile olmamışken, balkona rakı sofrası kurup, bana da en hafifinden bir kadeh doldurmak ve ''şerefe!'' yapmak olmuştur. abim mükemmeldir. hiç bir zaman hata yapmaz. başı hiç derde girmemiştir. son derece normal bir hayatı vardır ve o'nu bu yüzden çok severim.

ahah! abim geldi. kilometrelerce uzaktan geldi. tam olarak emin değilim ama benim için geldi sanıyorum. bir anda peter'ı unuttum. peter da kim be?! ahah!