Cumartesi, Eylül 27, 2008

love is just a four letter word*

bu defa içmiyorum. alkol beni hiçbir zaman bağrına basmadı zaten. halbuki bu dengesiz ve hüznü seven halime nasıl da güzel uyum sağlardı. mükemmel bir çift olabilirdik. çok iyi anlaşabilirdik. insanlar bizi parmakla gösterebilirdi.



- bak, şu köşedeki sersemtavuk değil mi? nasıl da sarhoş olmuş. kendinden geçmiş. yazık...



neyse ki, migrenim var! migren sahibi bir insansanız, canınız da çekse, ortama ayak uydurmak zorunda da olsanız, hayatınızın en bunalım arabesk filmini çekmek için dayanılmaz bir arzu da duysanız, götünüzü de yırtsanız; fazla içemezsiniz. zira ertesi sabah uyandığınız anda yaşayacaklarınız o kadar berbat olacaktır ki, bir koltukta gerçeklerle yüzleşmeyi tercih ederseniz. işte ben de, daha fazla uzatmadan kucağımdaki sıcak su torbasına sarılarak, her bir gerçekle, tek tek yüzleştim. vardığım sonucu elbette ki burada paylaşmayacağım ama şunu söylemek isterim; hayat, gerçekten çok basit. ve biz onu zorlaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz.



sevgili hayat;



artık seninle mücadele etmeyeceğim. sen nasıl istersen, öyle olsun. şimdiye kadar hep öyle olmadı mı zaten?



* bir bob dylan şarkısıdır. ama siz joan baez'den dinleyin.