beni gerçekten tanıyanların yani annemin, babamın ve bir kaç arkadaşımın çok iyi bilecekleri ve bu nedenle saç baş yolmalarına neden olabilecekleri gibi; yeteri kadar konuştuktan sonra, aniden susarım.
normal şartlarda sanıyorum rahatlıkla ''konuşkan'' statüsüne girebilecek biriyim. yeni biriyle tanıştığımda mesela, karşımdakinin de konuşmasına fırsat verecek ideal süreyi gözardı etmeden, hiç durmadan konuşabilirim eğer istersem. ya da ortamdaki gergin havayı bir kaç hafif cümleyle dağıtmakta üstüme yoktur, işime gelmeyen bir konuşmayı lehime çevirmekte olduğu gibi. oysa hep söylediğim gibi; hayalimdeki ilişki, her iki tarafın da hiçbir şey yapmadan ve hiçbir şey konuşmadan öylece durup da sıkılmadığı bir ilişkidir. var mı böyle bir ilişki bilmiyorum. ama yakınından geçen bir kaç tanesini yaşamışlığım var.
herhangi bir konuda, haklı olduğuma yüzde yüz inanıyorsam ve söylediklerim karşımdaki için tabiri caizse ''anlat anlat, heyecanlı oluyor.'' minvalinde dinleniyor ise, bir soru sormuş ya da bir ricada bulunmuş ve makul süre geçtiği halde bir cevap alamamışsam, konuşmanın benim için en mühim yerindeyken zart diye alakasız bir yerden araya girilmişse ve özellikle bu ''zart'' geçmiş ile ilgiliyse ve örnekler çoğaltılabilir; yeteri kadar konuştuğuma kanaat getirip sus pus olmakta hiç bir sakınca görmem. o saatten sonra da adeta ''lanet olasıca ketum insan'' moduna girer ve mevzubahis konuyu sonsuza dek kapatıp hayatıma kaldığım yerden devam ederim. kaldığım yerden devam ederim derken, trip yapmadığıma dikkat çekiyorum. hani şu birbirine ''tuzluğu uzatır mısın?'' demekten bile imtina edilen saçma sapan ilişkilerden yaşamaktansa, ölürüm daha iyi.
bunu niye yazdım durduk yerde? yukarıdakilerden hiçbiri olmadı, hayır. ve fakat, tuhaf bir şey var ki, susasım var durduk yerde. hiç kimseye hiçbir izahatte bulunmak istemiyorum. kendime bile. hatta özellikle kendime. zira bir şeyler söylememi en çok bekleyen ta kendisi. ta kendim. boşuna beklediğini biriniz söylerse kendisine çok sevinirim, çünkü ben anlatamıyorum.
sustum evet.
ama isterseniz eğer, güzel bir şarkı mırıldanabilirim.