Salı, Ekim 17, 2006

time is running out

sesler birbirine karışmış gibi. son bir kaç gündür algılarım değişti. eskisi gibi değil sanki hayat. daha iyi ya da daha kötü değil ama, sadece eskisi gibi değil.

time is running out.

yorganın altından çıkmak güzel bir fikirmiş. sarılarak uyumak, şüphesiz çok güzel bir eylem ama yemek yemek ve bu dünyanın sadece iki insandan ibaret olmadığını hatırlamak gerekiyor ara sıra. peki, buzdolabının boş olmasını ve hatta sen ve o dışında, diğer insanların kafalarının içinin boş olmasını göze alacak mısın? ben aldım bile!

time is running out.

tanrı aşkına, tırnaklarıma nar çiçeği renginde oje sürerken nasıl mutsuz olabilirim? evet, denemek istiyorum. deneyeceğim. hem ne demiş bilmemne tzu; bir insanın ne kadar tabusu varsa, o kadar mutsuzdur.

time is running out.

- bil bakalım en çok nereni seviyorum?
- gözlerimi?
- hayır. poponu.