otobüs durağının tam önünden geçerken yavaşlayan taksi, duraktakilere bir kaç kez korna çaldı. duraktakiler, gecenin bir yarısı, orada bulunma sebeplerini anlayacak kadar kafası çalışmayan şoförün annesine, içlerinden, en içten dileklerini sundular. durağın önünde, yan yana oturan adam ve kadın, ayrı yönlere bakarken, adam, sigarasını yaktı. sigaradan yayılan duman bulutu, havadaki esintiyle birlikte kadının gözlerinin önünde kısa bir dans gösterisi yapıp kayboldu. kadının zaten alkolden kızaran gözleri, iyice kızardı. ama dumandan mı, yoksa içinde hissettiği acıdan mı, tam olarak bilemiyorum.
adam yavaşça ayağa kalktı. yerde duran sırt çantasını aldı ve elleriyle durağın önünde oturan kadının yüzünü tutup dudaklarından öpmeye başladı. kadın önce gözlerini kapadı. sonra dudaklarını. sonra da yavaşça yüzünü çevirip önüne eğdi.
- gidiyor musun?
- evet.
- benimle gelmeyecek misin?
- gidiyorum.
ne oldu anlamıyorum. hava neredeyse soğuktu ve kadın neredeyse aşık olmak üzereydi halbuki ve...
- istediğin şey neyse, onu yap!
istediği şey, sadece adamın kokusunu içine çekip uyumaktı. fazlası değil...değil.
ne oldu anlamıyorum.