Çarşamba, Eylül 07, 2005

1000 parçalık puzzle ve semizotu

hayat devam ediyor.

öte yandan; gündelik hayat salise hızıyla geçip giderken, öyle şeyler oluyor ki bir anda, o ana yapışıp kalıyoruz. duruyoruz. kal orda! hatırla bakalım!

1000 parçalık puzzle almıştım o'nunla birlikteyken. birlikte bir kaç kez birleştirme girişimimiz oldu ve fakat hem benim sevgili kedimin hem de ona doğum günü hediyesi olarak aldığım kedinin pati darbeleriyle puzzleımız bir türlü tamamlanamamıştı. her seferinde yeniden başlandı ve tam bitmeden bozulup kutusuna kaldırıldı.

tıpkı ilişkimiz gibiydi velhasıl!

bir arkadaşım en sonunda puzzleı birleştirip bana geri verme talebinde bulununca çok sevindim. hemen kutuyu çıkarttım. içini açtım. bu ne? kutunun içinde iki küçük kase. plastik. mavi. o'na aitti tabi. evinden bütün eşyalarımı topladığım o gün, kutunun içinde unutulmuş olmalıydı. içine puzzle parçalarını koyuyorduk. hatırladım. kaldım işta orda. elimde en adisinden iki plastik parçası ve o'nu hatırladım. bir an özledim. sonra...

sonra, hayat kaldığı yerden devam etmeye başladı.

kaseleri yıkadım. ellerimle yaptığım nefis semizotu koydum birine. diğerine taze yoğurt. afiyetle yemeye başladım. altı üstü iki küçük kase. plastik....mavi...o...off!