Cuma, Mayıs 20, 2005

uzun kulaklı kırmızı tavşan

şapkadan uzun kulaklı kırmızı bir tavşan çıktı...
ibne sihirbaz, kulaklarından tutup uzun kulaklı kırmızı tavşanı bana uzattı.

- şans getirir ayol!, dedi.

uzun kulaklı kırmızı tavşanı kulaklarından tutup eve getirdim. buzdolabından yemesi için marul, havuç ve benzeri sebzelerden aradım lakin koca dolap sadece süt ve bira ile doluydu.

- süt içer misin?
- bira içerim!

uzun kulaklı kırmızı tavşanla karşılıklı kafaları çektik bir güzel.

- sana yatacak bir yer hazırlayayaım.
- seninle yatamaz mıyım?

düşündüm...uzun kulaklı kırmızı bir tavşandan zarar gelmezdi elbette.

- peki,
dedim.

- ve lütfen dişlerini fırçala!
- küçük iskender'den bişi okumamı ister misin?,
dedi.

ve okudu,

- telaffuzu zor bir kelime gibi unutacağım seni
çünkü telafisi yok insanın
ve insan bir insanla yenileyemez kendini...

uyumuşum...